20110227

Lisanın etkileri


İnsanların içinde bulunduğu durum, bir eli yağda, bir eli balda olanlar hariç, pek iç açıcı değil. İnsanların oluşturduğu sistemler ve yarattığı teknolojiler, sadece insanlığın değil, dünyanın varlığı için de tehdit. Akla teknolojinin sağladığı konfor faktörü gelebilir, ama ozonun delinmesi, iklim değişiklikleri, yeryüzünün şeklinin manipülasyonu ve çevre kirliliğini de düşünmek gerekir. Sistemler insan nüfusunun artışını cesaretlendiriyor ve ne yazık ki ters orantılı olarak, insanların gittikçe küçülen bölümü, dünyaya verilen bunca zararın getirdiği nimetlerden, hak ettikleri ölçüde faydalanabiliyor. Diğer yandan, birçok hayvan türü, aşırı avlanma ve doğaya verilen zarar sonucunda, yok olmaya devam ediyor. Dünyanın ve insanoğlunun bu durumlarının sorumlusu, insan türüdür.
İnsanı diğer hayvanlardan ayıran en önemli faktör, daha ana karnındayken, karmaşık bir lisan öğrenmeye başlaması. Anadili de denen bu lisan, insan doğduğunda, din, ahlak, gelenek vb. düşünce sistemlerinin sularında, uzun süren bir beyin yıkama sürecinden geçmesinde, olmazsa olmaz bir araç olarak kullanılır.
Dünya üstündeki bunca karmaşık lisan kalkarsa, geriye, diğer hayvanlar kadar "basit" iletişim kurabilen insan türü kalır. Varlıkları karmaşık lisanlı insanlar tarafından tehdit edilen "basit" lisanlıların hepsi, dünya üstündeki 3.800.000.000 yıllık evrim zincirinin yaşayan halkalarıdır. "Basitlik iyi mi, kötü müdür?", "İyiyle kötüyü kim belirler?" vb. soruların her durum için geçerli ve kesin cevapları yok. Kesin olan, dünyanın -üstünde yaşayan bütün canlılarla beraber- insansoğlunun yarattığı büyük tehdit altında olduğu ve insanoğlunun bunu yaparken kullanmayı öğrendiği ilk silahın, karmaşık bir lisan olduğu. Dünya üstünde lisanı basit kalmış, kabileler halinde yaşayan insan toplulukları da var ve dünyaya verdikleri zarar, "ilkel" çağda verdiklerinden fazla değil.
İnsanoğlunun elinde, karmaşık lisanları dünyadan silecek bir silgi yok. Din, ahlak ve gelenek gibi kanıtlanamayan sistemlerin hepsi, sağladıkları sahte mutluluğun yok olması pahasına da olsa, yok olmalı. Teknoloji, sağladığı konforun yok olması pahasına da olsa, kontrol altına alınmalı. Aksi taktirde, sistemler kanaatkar insanlar oluşturmaya devam ederken, teknoloji dünyayı kontrolsüzce yok etmeye devam edecektir. Kaynaklardan payına düşeni alamayan çoğunluğun teknolojiyi kontrol etmesinin tek yolu, rasyonel düşünmesine engel olan sübjektif düşünce sistemlerinin yok olmasıdır. Yıkıcı değişiklikler meydana gelmezse, dünyanın yıkılması yakın ve 4.500.000.000 yıllık yeryüzünün yakınının, 70 yıllık insan ömrünün yakınıyla mukayese edilmesi yanlış olur. Şu günlerden Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da meydana gelen halk hareketlerinin yıkıcı etkisi olumlu, ama neyin yıkıldığı ve yerine neyin konacağı önemli. Koltukları işgal edenlerin değil, koltukların değişmesi gerekiyor.
İnsanın evrimi ileri doğru mu, geri mi? Kuzey, güney, aşağı, yukarı gibi kavramlar insanoğlunun üretimi, aynı ileri ve geri gibi... Uzayda bunların hiçbiri yok. İnsanlar lisanlarını karmaşıklaştırıp çeşitlendirirken, diğer hayvanlar karmaşık lisanlarını basitleştirmiş olabilirler mi? Fantastik olurdu, ama hayır. En azından yazılı tarih, konuşan veya karmaşık lisanları olan hayvanlardan bahsetmiyor.
Lisan, insanları ayrıştıran etkenlerin en güçlülerinden, çünkü insan anadilini henüz doğmadan öğrenmeye başlıyor. Hangi ülkede, hangi dinden, hangi ırktan, hangi fiziksel ve düşünsel niteliklerle doğacağını seçemeyen insan, lisanını da seçemiyor. Tarih boyunca fakirlerin zenginlerin çıkarları uğruna cepheye gidip savaşmalarını sağlamak için, ülke, din ve ırk farklılıklarıyla beraber lisan farklılığı, en çok kullanılan farkılıklardan biri ve gerçekten de bariz farklılık yarattığı inkar edilemez. Bilim adamlarının, satranç şampiyonlarının, edebi dehaların, çığır açan filozofların vb. insanların aynı lisanları konuşanlardan çıkması, tesadüf olamaz.
Lisanın zahiri etkilerinin dışında, batıni etkileri de var. Ortalama bir insanın kullandığı lisan, insanı asosyalleştirecek kadar sert, direkt ve yüzeyseldir. Neyse ki lisanın negatif manevi etkilerinden sıyrılma gayretindekilerin sarılmaları için, sanat ve edebiyat var. Lisan ve çağrıştırdıklarının çiğliği bile, estetik harf dizilerine, seslere ve görsellere dönüşebiliyor. İnsanoğlu sanata ve edebiyata sahip çıkmalı, onlara tükürenlere karşı durmalıdır.
by by